Слайд 1KARACİĞER VE SAFRA YOLLARI HASTALIKLARI
Yard. Doç. Dr. Levent DEMİRTAŞ
Слайд 3KARACİĞER (HEPAR)
Makroskopik olarak sınırları az çok belirgin dört lob’dan oluşmuş
bulunan karaciğer vücudun en büyük bezidir.
Yetişkinlerde yaklaşık 1500 gr
ağırlığındadır ve yetişkin vücut ağırlığının yaklaşık %2,5 ‘ğuna tekabül eder.
Abdominal boşluğun büyük oranda üst sağ ve kısmen üst sol kısmında yerleşmiştir,
Слайд 5Kostalar ile korunmuştur.
Anatomik olarak iki derin yarıkla sağ ve
sol iki büyük lob ve iki küçük lob (guadrate ve
caudate loblar) içerir.
Organın histofizyolojisi her tarafında aynı olduğundan bu bölünme sadece topoğrafik öneme sahiptir.
Слайд 6KARACİĞERİN KAN DOLAŞIMI
Vena porta ( portal ven ):
Vena porta
karaciğerin fonksiyonel damarıdır,
karaciğere gelen kanın %70-80'i bu yolla gelir.
Sindirim sistemi, dalak, pancreas'taki kapiller yataklardan toplanan kanı ( sindirim organlarının venöz kanı; vena mesenterica inferior, vena mesenterica superior ve vena lienalis ile toplanır, bunlar birleşerek vena porta’yı oluşturur) karaciğere getirir.
Слайд 7Vena porta kanı
Bu kan besleyici maddelerden zengin, oksijen miktarı bakımından
fakirdir.
Sindirim kanalından besin maddelerini ( kompleks lipidler olan şilomikronlar
lenf yoluyla taşınır ),
pankreas’dan ve gastrointestinal sistemin enteroendokrin hücrelerinden salgılanan bazı hormonları,
dalak’tan ise eritrosit yıkım ürünlerini ve diğer atıkları toplayan vena porta bunları işlenmek üzere karaciğere taşır.
Слайд 8Arteria hepatica kanı
Aortadan ayrılan turuncus celiaca’nın koludur.
Karaciğerin besleyici damarıdır.
Gelen kanın %20-30'unu sağlar,
Bu kan oksijence zengindir.
Слайд 9İki damarda karaciğere porta hepatis’den (karaciğer kapısı, hilum) girer,
oldukca
kıt olan bağdokusu (stroma) içinde gittikce dallanarak neticede karaciğer lobcuklarının
aralarındaki portal alanlarda (Glisson üçgenleri, Kiernan aralıkları, portal alanlar) lobuller arası artercikleri ve venacıkları (prelobuler vena, suplobuler vena) oluştururlar,
Слайд 10
nihayet bunlardan çıkan küçük bağlantı damarlarıda lobul içi sinuzoidlerle ağızlaşır,
sinuzoidler ise lobul merkezini oluşturan sentral venalara (vena sentralis )
bağlanırlar.
Böylece a. hepatica ile aortadan gelen oksijenli kan ile
vena porta ile sindirim sistemi organlarından gelen besinleri taşıyan kan
lobul sinuzoidleri içinde birbirine karışarak, içeriklerini sinusoidlerinin duvarından komşuları olan hepatositlere aktarılır ve onlar tarafından işlenir.
Слайд 13Karaciğerin başlıca fonksiyonları
Слайд 14Karaciğer gastrointestinal kanalın en büyük ve kompleks organıdır.
Karaciğer bir çok
önemli fonksiyonu birarada sürdürür
Karaciğerin metabolik fonksiyonları
Karbonhidrat metabolizması
Aminoasit ve protein metabolizması
Lipid
metabolizması
Bilirubin metabolizması
Karaciğerin detoksifikasyon ve ilaç metabolizması
Karaciğerin sekresyon fonksiyonları
Karaciğerin depolama fonksiyonları
Слайд 15Karaciğerin karbonhidrat metabolizması ile ilgili fonksiyonları
Glikoliz
Glikojen depo edilmesi ve yıkılımı
Glukoneogenez
Pentoz
fosfat yolu
Diğer 6 karbonlu şekerlerin glukoza dönüştürülmesi
Glukozun diğer monosakkaritlere ve
yağa dönüştürülmesi
Слайд 16Karbonhidratlar sindirilip emildikten sonra karaciğer glukozla üç sey yapar:
Kendi hücreleri
için enerji kaynağı olarak kullanır,
Periferal dokuların kullanımı için dolaşıma glukoz
salar,
Glukozu glikojen olarak depolar.
Normal kan glukoz konsantrasyonu kısa süreli açlık sırasında hepatik glikojen yıkımıyla,uzamış açlık sırasında ise hepatik glukoz senteziyle (glukoneogenez)korunmaktadır.
Glukoneogenezde karbon atomları için primer kaynaklar kas proteinlerinden gelen aminoasitlerdir.
Слайд 17Karaciğerin aminoasit ve azot metabolizması ile ilgili fonksiyonları
Transaminasyon
Deaminasyon
Endojen aminoasit sentezi
Plazma
proteinleri sentezi
Üre sentezi
Ürik asit sentezi
Porfirin sentezi
Слайд 18Portal ven ile karaciğere ulaştırılan amino asidler; protein, azot içeren
bileşiklerin sentezinde kullanılabilir veya gereksinimin aştığı durumlarda yıkılırlar.
Слайд 19İmmunglobulinler ve erişkin hemoglobini hariç hemen hemen bütün proteinler karaciğerde
sentezlenir.
Karaciğer infant hemoglobinin gelişiminde esansiyel bir rol oynar.
Karaciğerde sentezlenen en
önemli protein albumindir.
Karaciğer aynı zamanda pozitif ve negatif akut faz reaktanlarının, koagulasyon proteinlerininde üretim yeridir.
Слайд 20Nonprotein azot metabolizmasının büyük bir kısmı karaciğerde meydana gelir.
Üre karaciğerde
sentez edilir. Çünkü arjinaz enzimi yalnızca karaciğerde mevcuttur.
Yıkılan proteinlerden açığa
çıkan aminoasitlerin çoğu tekrar protein yapımında kullanılmasına karşın total vücut protein nitrojeninin %0,3-0,4 civarı üreye çevrilerek atılır.
Слайд 21Karaciğerin lipid metabolizması ile ilgili fonksiyonları
Yağ asitlerinin sentezi ve oksidasyonu
Yağ
asitlerinden trigliserid sentezi
Kolesterol sentezi
Keton cisimlerinin sentezi
Safra asitlerinin yapımı ve atılımı
Fosfolipidlerin
sentezi
Lipoproteinlerin sentezi
Слайд 22Sağlıklı bir şahsın karaciğerindeki lipid miktarı %5 kadardır. Karaciğerde %5’ten
fazla lipid veya %2’den fazla trigliserid olması durumunda karaciğer yağlanmasından
söz edilir.
Plazmada serbest yağ asitleri artışı ve lipoprotein sentezinde defekt sonucu oluşur.
Plazmada serbest yağ asidi artışı, açlıkta ve diyabetes mellitusta olduğu gibi yağ dokuda lipolizin artıp,trigliserid sentezinin azalışına ve aşırı yağlı diyetle beslenmede olduğu gibi ekstrahepatik lipoprotein lipaz aktivitesinin artışına bağlıdır.
Слайд 23Karaciğerin detoksifikasyon fonksiyonu
Ksenobiyotikler karaciğer tarafından metabolize edilen ve temizlenen yabancı
maddelerdir
Birçok ksenobiyotik lipofiliktir ve klirens için karaciğer tarafından hidrofilik maddelere
biyotransformasyonu gerekmektedir
Слайд 24Karaciğerin bilirubin metabolizması ile ilgili fonksiyonları
Bilirubin sentezi
Bilirubin alımı
Bilirubin konjugasyonu
Bilirubin atılımı
Слайд 25 Bilirübin metabolizması;
Bilirübinin
% 85 i yaşlı eritrositlerin yıkımı,%15 i ise kemik iliğinde
yıkılan eritroid öncüllerinden ve hemoproteinlerden kaynaklanmaktadır.
Açığa çıkan hemoglobin hemoksijenaz enzimi ve biliverdin redüktaz enzimleri aracılığı ile indirek bilirübine dönüştürülür.
İndirekt bilirübin Albümine bağlanır. Karaciğere taşınır. Karaciğerde sinuzoidal membranda albuminden ayrılır. Karaciğerde Ligandin Y adı verilen taşıyıcı protein ile Endoplazmik Retikuluma taşınır. Burada Konjuge bilirübine çevrilir.
Слайд 26
+ Globin
Aminoasit havuzu
İndirek bilirübin karaciğerde Uridin difosfat-glukronil transferaz enzimi (UDPGT)
ile direk bilirübine çevrilir.
UDPGT; Karaciğer, böbrek, mide de bulunur
Konjuge
Bilirubin; suda erir, toksik değildir.
Слайд 27Bilirubin Metabolizması Bozuklukları
Bilirubinin kan değeri 0.2-1 mg/dL’dir.
Bilirubinin kan değeri 1
mg/dL’yi aştığı zaman hiperbilirubinemi ortaya çıkar.
Kan bilirubin düzeyi 2.5-3 mg/dL’yi
açtığı zaman (fizik mua.) dokulara geçmeye başlar ve sklera, deri sarı renkli görünüm kazanır. Bu durum sarılık (ikter) olarak adlandırılır.
İdrar renginin koyulaşması çay rengi
Sadece KC bozukluğu veya hemolitik bozukluk
Слайд 28Nedenleri
Bilirubinin aşırı yapımı
Karaciğerin bilirubin alımındaki azalma
Hepatik konjugasyonun azalması
Bilirubinin safra kanaliküllerin
atılımın bozulması
Ekstrahepatik nedenlerle bilirubinin safra ile atılımının azalması (tıkanma)
Retansiyon hiperbilirubinleri: aşırı üretime bağlı
Regürjitasyon hiperbilirubinleri: bilier tıkanmaya nedeniyle kana geri tepme bağlı
Слайд 29Hiperbilirübinemiler
Unkonjuge Hiperbilirubinemiye yol açan faktörler;
A)Unkonjuge bilirubin üretiminin artması: Hemoliz
Hemoliz hızı
kc’ in bilirubin uzaklaştırma kapasitesini geçtiğinde, hemolide 4mg/dl yi aşmaz.
Kalıtsal
hastalıklar (G6PDH), kazanılmış, inefektif eritropoez, folat, demir eksikliği
B)Karaciğer tarafından alımın azalması
İlaçlar
Uzun süreli açlık
C) Bilirubin konjugasyonundaki azalma (Glukuronozil transferaz aktivitesinin azalması)
Bilirubin Konjugasyonundaki Azalma
1-Gillbert’s Sendromu; OR, Glukuronil transferaz aktivitesi azalmıştır. En sık görülen genetik metabolik bozukluktur. İndirek bilirübin ortalama 3-5 mg/dl arasında dalgalanmalar gösterir. İndirek bil. Açlıkta artması, fenobarbital ile azalması tipiktir. Karaciğer biyopsisi normaldir.Tedaviye gerke yoktur. Zararsızdır.
2-Crigler Najjar Tip I (Konjenital non hemolitik sarılık) OR
Kalıtsal olarak bilirubin UDP-Glukuronil transferaz enzim defekti vardır. Enzim tam yoktur.
Serum bilirubin düzeyleri 20 mg/dL’yi aşar. Ağır nörolojik hasar ve sarılık vardır.Diğer testler normaldir.Doğum sonrası ilk 15 ay içerisinde ölüm görülür.KC Tx uygulanabilir.
3-Crigler Najjar Tip II, OD
UDP-glukuronil transferaz enzim defekti var. Fakat aktivite tamamen yok değil ve Tip I’e göre daha ılımlı, Fenobarbitale cvp verir. Erişkin yaşlara kadar yaşarlar. Serum bilirubin düzeyi 20 mg/dL’yi aşmaz.
Слайд 31 Konjuge Hiperbilirubinemi
A)Karaciğerden safra kesesine aktarımın bozulması
1-Genetik Bozukluklar
Dubin-Johnson sendromu
(kronik idiopatik sarılık): Otozomal resesif, bilirubinin safra kesesine sekresyonunda rol
oynayan gendeki mutasyona bağlı.KC Bx de pigment artışı vardır. Benign seyirlidir. Sarılık 20 li yaşlarda ortaya çıkar.
RotorSendromu: Benzer,direk bilb. <10mg/dl dir. Pigmetasyon görülmez. Benign seyirlidir.
2- Edinsel Bozukluklar
Hepatoselüler hastalıklar (viral ya da ilaca bağlı hepatitler)
B)Safra kesesinin boşaltım bozuklukları (Ekstra hepatik sarılık)
Taş, tümör gibi nedenlerle safra kanallarının tıkanması
*Plazma konjuge bilirubin düzeyi yüksek kalmaya devam ederse: Albümine kovalent bağlanır(delta)yarı ömrü uzun. (Konjuge bilirubin N inişi yavaş olur)
Слайд 32Kronik Hepatitler
Kronik hepatit terimi karaciğerdeki inflamasyonun ve nekrozun 6 ay
veya 1 yıldan fazla sürdüğü durumlara verilen genel bir isimdir
Слайд 33ETİYOLOJİ
1) Viral etkenler: HBV, HCV, HBV+HDV
2) İlaç ve toksinler: Alkol,
INAH, Metil dopa
3) Otoimmün hepatitler
4) Genetik temelli kronik hepatitler
- Wilson
-
Alfa-1 antitripsin eksikliği
5) Kriptojenik hepatit
6)Alkolik hepatit
7) Alkol dışı steato hepatit
Слайд 34HİSTOPATOLOJİ
1) Kronik lobüler hepatit--- İnflamasyon lobül içinde , fibrozis ve
nekroz yok
2) Kronik perzistan hepatit--- Portal alanda sınırlı inflamasyon var,
periportal alan ve lobülde çok az, sınırlayıcı alan sağlam, fibrozis yok, iyi seyirli
3) Kronik aktif hepatit--- İnflamasyon portal alandan lobüle ilerlemiş, hepatosit nekrozu, fibrozis var. Lobül yapısı bozulma eğiliminde. Precemeal nekroz var. Köprüleşme nekrozu var.
Слайд 35KNODELL SKORLAMASI
► EVRE (Fibrozis şiddeti) (0-4)
Evre 4=Siroz
► GRADE (İltihabın şiddeti=HAİ)
►
HAİ--- 1-3: Minimal aktiviteli kronik hepatit
4-8:
Hafif aktiviteli kronik hepatit
9-12: Orta aktiviteli kronik hepatit
13-18: Şiddetli kronik hepatit
Слайд 36Otoimmün hepatit
Otoimmün hepatit serumda bilinmeyen inflamasyonla seyreden histolojik olarak interface
hepatit(periportal hepatit ve pace meal nekroz), serumda otoantikorlar ve hipergamaglobulinemi
ile karakterize sendromdur. Viral serolojik markerler negatiftir.
Karaciğer yetmezliği, siroz ve ölümle sonlanan klinik tablolara neden olabilir.
Genellikle 4. dekattan önce sıklıkla bayanlarda görülen bir hastalıktır. Graves otoimmün tiroidit, ülseratif kolit, sjögren sendromu gibi otoimmün hastalıklarla görülebilir.
Слайд 37Otoimmün hepatit
Üç alt tipi vardır;
Tip 1;SMA ve/veya ANA pozitiftir.SMA nın
alt tipi olan anti-aktin antikorları tanıyı destekler.
Tip2;anti LKM1(liver –kidney mikrozom)
antikor pozitifliği, erken çağda bayanlarda(2-14) görülür.otoimmün hastalıklarla birliktedir. Serum IgA düzeyi düşük olabilir. Siroza ilerleme ve kötü klinik yanıt nedeniyle prognozu en kötü olan formdur.
Tip3;Bu formda solubl karaciğer antigeni/karaciğer pankreasa karşı antikorların(anti SLA/LP) gelişimi ile karakterizedir. Tip1 hepatitli olguların %11 indede anti SLA/LP antikoru pozitifliği görülebilmektedir. Bu nedenle tip 1 in varyantı olarak düşünülmektedir.
Слайд 38Otoimmün hepatit
Kesin tanısı biyopsi ile konulur(lobüler hepatit, köprüleşme nekrozu)
Kan Tx
öyküsünün olamaması
Viral serolojilerin negatif olması
İlaç ve alkol öyküsü olmaması
Karakteristik antikor
titrelerinin yüksekliği
IgG nin normalden 1.5 kat yüksekliği ile tanı konulur.
Tedavide; prednizolon ve/veya azatiopurinle başarılı tedavi olur. İlaç bırakılırsa nüx görülebilir.
Слайд 40Sirozda 3 belirgin özellik bulunur:
1-Fibrozis: Diffüz nekrozlar, yok olan hepatositlerin
yerini fibroz (skar) dokunun alması, fibröz dokunun uzun, geniş demetler
yapıp köprüleşen nekroz alanlarını doldurmasıdır. Fibrozis karaciğerdeki progresif hasarın anahtar işaretidir.
2-Parankimal nodüller: Fibröz doku içerisinde sağlam kalan hepatositler rejenere olarak 3 mm çaplı küçük (mikronodül) ve birkaç cm olabilen, daha büyük boyutlarda (makronodül) parankimal nodüller oluşturur.
3-Karaciğerin normal histolojik yapısının bozulması: Karaciğerin lobüler yapısı ve vasküler histoloji sirozda bozulur. Karaciğere kan getiren damarlarla hepatik venler arasında skar nedeni ile anormal bağlantılar oluşur.
Слайд 41Sirozun mikroskopik tanısı : Her yanı fibröz doku ile çevrili
nodüler yapıda (rejenere olan hepatositlerin oluşturduğu nodüller) karaciğer dokusudur .
Слайд 43İto Hücreleri (presinüzoidal hepatik stellat hücreler) : Sirozda fibröz doku,
(kollajen) sentezini yapan hücrelerdir. Disse aralıklarında bulunurlar, esas fonksiyonları Vitamin
A ve yağ depolamaktır.
Слайд 44Periportal parankimde güve yeniği “Piecemeal nekroz” ve bridging nekroz tüm
kronik hepatit tiplerinde prognozun kötü olacağının işaretidir.
Hepatitteki inflamasyon mikst
olur. Hücrelerin çoğunluğunu lenfositlerden oluşturur.
Слайд 47Buzlu cam görünümü: Kronik hepatit ve asemptomatik HBV taşıyıcılarında belirgin
bir inflamasyon ya da nekroz olmaksızın, hepatositlerde buzlu cam görünümü
olması en önemli bulgudur.
Bu görünüm hepatositin sitoplazmasında HBS Ag birikimi ile oluşur.
Слайд 48Hepatit C Virusu (HCV)
Portal lenfoid folliküller
Hepatositlerde makroveziküler yağlanma
Safra kanal harabiyeti
Слайд 49Fulminan Hepatit:
Hepatitler ilk semptomdan 2-3 hafta sonra hepatik ensefalopatiye
neden olursa bu şekilde isimlendirilir.
Masif veya submasif karaciğer nekrozu ile
oluşur.
% 52 hepatotoksinlerle; toksik dozda alınan asetaminofen (en sık), MAO, İNH, metil dopa, halotan nadiren mantar zehiri ile olur.
% 12’si HAV ve HBV ile olur.
Karaciğer yetmezliği 3 aydan uzun zamanda oluşursa subfulminan hepatit olarak adlandırılır.
Mantar zehirlenmesinde tüm karaciğerde kan ve safra ile boyalı nekroz oluşabilir.
Слайд 50ALKOLİK KARACİĞER HASTALIĞI
Yağlı karaciğer (karaciğer yağlanması)
Alkolik Hepatit
Siroz
Слайд 52Alkolik Siroz :
Alkoliklerin % 10 kadarında siroz gelişir. Fibrozis alkolik
karaciğer hastalığında geri dönüşü olmayan bir aşamadır.
Morfoloji: Makro ve
mikronodüllerin birlikte olduğu bir sirozdur.
Karaciğer küçülür ve normalden hafiftir.
Слайд 54PRİMER HEMAKROMATOZİS
Barsaktan fazla demir emilimi
Erkeklerde sık ve
5. dekat,
yetişkinlikte semptom verir
Hemosiderin birikimi (Karaciğer, pankreas kalp, hipofiz, adrenal, tiroid,
cilt, eklem)
Слайд 55Sıklık sırasına göre demir birikimi olan
organlar:
Karaciğer
Pankreas
Miyokard
Hipofiz
Sürrenaller
Tiroid
Paratiroidler.
Слайд 56Karaciğer :
%100’ porto-portal fibrozis ve pigmentli mikronodüler siroz
Siroz gelişen
olguların % 8-10’unda hepatosellüler kanser
Pankreas :
Pankreasta demir birikimi
ile koyu pigmentli görünüm, pankreatik fibrozis ve parenkimal atrofi gelişir
%75-80 vakada Diabetes mellitus gelişir.
Слайд 57Deri :
% 75-80 pigmentasyon artışı olur. (bronz diabet).
Eklemler
:
Hemosiderin birikimi → Akut sinovitis, İleride kalsiyum pirofosfat birikimi
→Eklem kıkırdağı harabiyeti ( pseudo gut )
Kalp :
Kalp büyür ve miyokard lifleri kahverengi olur ve içlerinde hemosiderin granülleri bulunur. İntersitisyel fibrozis, aritmiler ve kardiomiyopatiye yol açar, fatal olabilir.
Слайд 581-Hepatomegali (siroz)
2-Deride pigmentasyon
3-Diabetes Mellitus
triadı hastalığın son dönemlerinde görülür.
Ölüm nedeni
: Siroz, kalp hastalığı ve
Hepatosellüler kanser (risk normalden 200
kez
daha yüksektir) dir.
Слайд 59Hemakromatoziste Tanı:
Karaciğer biyopsisinde;
biriken demir Prusya Mavisi ile maviye
boyanır.
Слайд 60Wilson Hastalığı
Karaciğer, beyin ve gözlerde toksik seviyelerde
bakır birikimi ile karakterize
OR bir
metabolizma hastalığıdır.
Bakırın hepatosit içinde alfa 2 globülin ile
birleşerek
serüloplazmin şeklinde dolaşıma
geçmesinde patoloji vardır.
Слайд 61Hastalık her yaşta olabilir, nadiren 6 yaş öncesinde semptom verir.
Serüloplazmine bağlı olmayan bakır (serbest bakır) kana geçip kornea, beyin,böbrekler,
kemikler ve paratiroid gibi organlarda birikip patolojik değişikliklere ve eritrositlerde hemolize neden olur.
İdrarda bakır atılımı belirgin olarak artmıştır.
Beyin (bazal ganglia, putamende atrofi- kavitasyon)
Kornea (Kayser-Fleischer halkası)
Слайд 63Tanı: Dokularda biriken bakır Rhodamine
boyası veya Orsein boyası görülür.
Serum
seruloplazmin seviyesinde düşme,
İdrarda bakır artışı tanıda yardımcı olur.
Слайд 64α-1 ANTİTRİPSİN (A1AT) EKSİKLİĞİ
O.R geçer
Mutant A1AT proteinleri vardır.
Mutant proteinler
hepatositten salgılanamadıkları için EPR da birikirler ve lizozomal parçalanma işlemlerini
başlatırlar.
Hepatositlerin sitoplazmalarında yuvarlak oval şekilli eozinofilik AAT inklüzyonları (globülleri) oluşur.
Bu inklüzyonlar PAS pozitif ve Diastaz resistanstır.
Слайд 66REYE SENDROMU
Karaciğerde mikroveziküler yağlanma vardır
Beyinde masif ödem ve nekroz vardır.
Az
görülen bir hastalıktır.
Genellikle 4 yaşından küçükleri etkiler.
Progresif
nörolojik bozukluklar ile karaciğer yetmezliğine bağlı olarak ölüm görülebilir.
Hayatta kalanlarda kalıcı nörolojik hasarlar gelişir.
Слайд 67BİLİER SİROZLAR
Safra yollarını daraltan veya tıkayan, safra akışını engelleyerek karaciğerde
nekroz → fibrozise neden olan siroz tiplerine biliyer siroz denir.
1- Sekonder biliyer siroz
2- Primer biliyer siroz
3- Primer sklerozan kolanjit
Слайд 68Biliyer siroz tiplerinin tümünde portal bölgede inflamasyonun ilerleyip P-P köprüleşen
fibrozis yapması sonucunda mikronodüler siroz gelişir.
Слайд 69 Sekonder Bilier Siroz;
-Safra kanallarında belirgin
safra stazı, hepatoselüler hasar ve ileri dönemde fibrozis sonucu
meydana gelen sirozdur
İntrahepatik en sık obstruksiyon nedeni primer sklerozan kolangittir.
Ekstrahepatik sirozun en sık nedeni safra taşıdır.
Kardiyak siroz sağ kalp yetmezliğine bağlı gelişir. Karaciğer makroskopik olarak hindistan cevizine benzer(nutmeg).
-Safra kanal proliferasyonu ve onu çevreleyen PNL
İnfiltrasyonu, Portal ödem vardır.
Слайд 70Primer bilier Siroz
İntrahepatik safra yollarında ilerleyici harabiyet yapan kronik kolestaz
ile karakterize idiopatik bir sendromdur. %90 kadınları etkiler.Orta yaşta klinik
bulgu verir.
Hastaların %50 sinde asemptomatikken, yarısında kaşıntı ilk ve en önemli bulgudur. Sıklıkla otoimmün hastalıklar eşlik eder.(hashimato tiroiditi,RA, skleroderma, sikka sendromu)
Tanıda ; ALP,GGT artışı,%95 AMA pozitifliği,kolesterol yüksekliği vardır.
Kesin tanısı; Kc Bx de orta boy safra yolu hasarı, Portal bölgelerde yoğun lenfosittik infiltrasyon gösterilir.
Safra kanallarının Granülomatöz iltihap ile harabiyeti
(florid duktus lezyonu)
Tedavide;ursodeoksikolik asit,İmmünsüpressifler. Kc Tx yapılabilir.
Слайд 71Primer Sklerozan Kolanjit
-Portal alanlarda periduktal inflamasyon ve fibrozis.
-Eekstra ve
intrahepatik safra kanallarında segmental stenoz
Слайд 72KARACİĞER TÜMÖRLERİ
Oral kontraseptif kullanımı ile
karaciğerde sıklığı artan tümörler:
Kavernöz hemangiom
Fokal
nodüler hiperplazi
Hepatosellüler adenom (en çok ilişkili)
Слайд 73Karaciğerin Benign Tümörleri
Kavernöz Hemanjioma
En sık primer benign karaciğer tümörüdür.
Genellikle kapsüle yakın lokalize,< 2 cm çapında, multipl olabilen iyi
sınırlı tm. lerdir.
Radyolojik olarak metastatik tümör ile karışabilir.
Yanlışlıkla iğne biyopsisi yapılırsa masif abdomen kanamalarına neden olabilir.
Слайд 74Hepatosellüler Adenom
OCS kullanan kadınlarda oluşur.
OCS kullanımı bırakılınca kaybolabilir .
Genellikle
kapsül altında lokalizedir
İyi sınırlı, kapsüllü safra ile boyalı, birkaç
tane olabilen, çapları ileri derecede değişken olan, (30 cm olabilir) tümörlerdir.
Büyük boyutlara ulaşıp hepatosellüler kanseri taklit edebilir.
Benign bir tümördür, nadiren hepatosellüler kansere dönüşebilir.
Слайд 75Fokal Nodüler Hiperplazi
İyi sınırlı, ince bir kapsüle sahip, ortasında gri
beyaz, deprese stellat skar bulunan çapı birkaç cm olabilen bir
nodül şeklindeki yapıdır.
Fokal vasküler hasar sonucu gelişen bu nodüler yapılar neoplazm değildir.
En sık genç-orta yaş döneminde oluşur.
Bunlardan malignite gelişmez.
Слайд 76Malign Karaciğer Tümörleri
Metastatik tümörler (en sık)
Hepatosellüler Karsinom (en sık primer
malign karaciğer kanseridir)
Kolonjiosellüler Karsinom:
Hepatoblastoma (çocuklarda olur)
Anjiosarkom:
Слайд 77
HEPATOSELLÜLER KANSER (HCC/HEPATOMA):
Karaciğerin primer kanserlerinin % 90’ıdır.
Çok nadir olarak
hepatokolanjikarsinom şeklinde olabilir.
50 yaşından sonra sıktır ve erkeklerde 3
kat daha çok görülür.
Düşük insidanslı bölgelerde hastalık 6-7. dekatlarda, yüksek insidanslı bölgelerde 3-4. dekatlarda ortaya çıkar.
Слайд 78Etiyolojik faktörler:
Major etiyolojik faktörler HBV, HCV alkolizm, aflotoksin
Diğer faktörler: tirozinemi
ve kalıtsal hemakromatozisdir.
% 60-80 siroz zemininde gelişir. Siroz gelişimi
çok önemlidir ancak bazı durumlarda siroz gelişmeksizin de kanser olabilir.
Слайд 79Batıda en sık alkolik siroz, diğer bölgelerde HBV’na bağlı siroz
sık nedendir.
HBV ile enfekte olmayan kimselerde; HCV enfeksiyonu ile
oluşan siroz, alkolik siroz ve primer hemokromatozis’e bağlı siroz hepatosellüler kanser için major risk faktörleridir.
Слайд 81Batı dünyasında HCV infeksiyonu HBV den daha sık HCC ve
siroz nedenidir.
Aflotoksin de etiyolojide önemlidir.
Herediter tirozinemi: Son derece
nadir
olan bir genetik hastalıktır ancak HSK’ya
neden olma ihtimali son derece yüksektir
(>%40 ).
Слайд 82Karaciğer Kanseri İçin 3 Major Risk Faktörü
Kronik viral hepatitler
Kronik alkolizm
Aflotoksin
Слайд 83HEPATİK KOLANJİOKARSİNOM
Etiyolojik faktörler:
Thorotrast
Colonorsis sinensis
Primer sklerozan kolanjitis
Karoli Hastalığı
Çoğu vakada etken bilinmez.
Слайд 84Morfoloji:
Nonsirotik karaciğerde oluşur.
Tipik olarak aşırı fibröz stroması olan multipl
kitleler yapar.
Safra duktus epitelinden gelişen adenokarsinomdur.
Radyolojik ve mikroskopik olarak;
metastatik
adenokarsinomlarla sık
karışır.
Слайд 85Kronik Kolesistit
Safra kesesi içerisinde taş varlığı kr. kolesistit
tanısı için yeterlidir.
Mikroskopi: Submukoza ve serozada fibrozis
nedeni ile duvar kalınlaşmıştır. Arterlerin
duvarlarında hyalin
kalınlaşmalar görülür. Duvar
katlarında lenfosit toplulukları olabilir.
Слайд 86Kronik kolesistite bulunan bazı
değişiklikler:
Aschoff-Rokitansky Sinüsleri
Kolesterolozis - kolesterol polipi
Porselen Safra Kesesi
Xantogranülomatoz kolesistit
Safra kesesi Hidropsu
Слайд 87SAFRA KESESİ KANSERİ (SKK)
Çoğunluğu (%90) Adenokanserdir
%60-90 safra taşı ile birliktedir.
Kese boynunda yerleşenler taş semptomlarına yol açarlar.
Genellikle infiltratif, nadir olarak
yüzeyden lümene kabarıklık (polipoid) oluşturarak gelişir.
Yayılım en sık karaciğere olur(direkt invazyon).
Слайд 88Ekstrahepatik Safra Kanalı Ve Ampulla Vateri Karsinomları
Etiyolojk faktörler:
· Safra
taşları 1/3 vakada vardır.
· Colonorsis sinensis
· Primer sklerozan kolanjit
· İnflamatuar
barsak hastalıkları
· Koledok kistleri